Ana içeriğe atla

Kayıtlar

  ŞEFTALİ YAPRAK KIVIRCIKLIĞI (KLOK) HASTALIĞI (Taphrina deformans (Berk) Tull) Yaprak kıvırcıklığı hastalığı yaprak, sürgün ve meyvelerde zarar yapar. Hastalanan yapraklar sarı ve beyaz bir renge dönerler. Yapraklar kıvrılır ve spiral bir şekil alırlar. Erken enfeksiyon alan yapraklar, büyüyemez ve dal üzerinde kururlar. Genç enfeksiyonlarda ise yaprağın sadece bir bölümü hastalanır. Hasta yapraklar, normal yapraklardan daha kalındır. Nemli havalarda yapraklar üzerinde, konidi sporlardan meydana gelen bir tabaka oluşur. Hastalıklı genç sürgünler kalınlaşır ve gelişmeleri çok yavaşlar. Böyle sürgünlerde, hastalıklı yaprak buketleri oluşur. Sürgünler üzerinde, kırmızı renkte ve kalın kabarıklar meydana gelir. Enfeksiyon, gözlerin patlama sırasında olursa, sürgün gelişemez, boğum araları kısalır. Böyle sürgünlerin üzerinde kurumuş buketler görülür. Meyve üzerindeki belirtiler, genellikle meyvenin bir kısmında sarı-kırmızı renkte, gelişigüzel şişkinlikler şeklinde kendini gösterir. Bunlar
  AYÇİÇEĞİ 🌻 İKLİM VE TOPRAK İSTEKLERİ 🌻Ayçiçeği, yetişme periyodu boyunca (100 - 150 gün) 2600 - 2850 °C civarında toplam sıcaklık ister. Derin ve kazık kök sistemine sahip olması nedeniyle, kuraklık, tuzluluk ve yaşlılık gibi problemleri olan topraklardaki üretim performansı diğer bitkilerden daha iyidir. 🌻Her türlü toprakta yetişmesine rağmen, iyi drenajlı, nötr PH (6,5 - 7,5)'a sahip ve su tutma kapasitesi yüksek toprakları daha fazla sever. Taban suyu yüksek, asitli topraklardan hoşlanmakta olup, tuzluluğa dayanması ortadır. 🌻Ayçiçeğinin çimlenmesi için en az toprak sıcaklığı 8-10 °C olmalıdır. Bu nedenle ülkemizde genelde Mart sonu 🌻Mayıs ortası arasında ekimi yapılmaktadır. Ancak Ege, Çukurova ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde Haziran ayında ikinci ürün ekimleri de mevcuttur. 🌻Ayçiçeği soğuğa dayanıklı olup, genelde ilk donlardan 4-6 yapraklı devreye kadar zarar görmez. Ancak ısının -4 °C nin altına düşmesiyle oluşan dondan oldukça fazla etkilenir. Bu nedenle ayçiçeğin
MISIR YAPRAK BİTİ (Rhopalosiphum maidis) Yaprak bitleri mısır bitkisi özsuyunu emerek bitkiyi zayıflatır ve kuruturlar. Beslenmeleri esnasında salgıladıkları zehirli ve tahrip edici bir madde ile bitkide anormal büyümeler ve şekil bozuklukları meydana gelir. Bitkinin yaprakları kıvrılır. Birçok virüs taşımak ve bulaştırmak suretiyle virüs hastalıkları meydana getirir. Salgıladıkları tatlı maddeler ile ballık ve fumajine sebep olarak solunum ve özümlemeye engel olurlar. Yaprak biti ile kültürel, biyolojik ve kimyasal yöntemler ile mücadele edilebilmektedir. MÜCADELESİ Kültürel Önlemler 🌱 Dayanıklı çeşitler ekilmeli, tarla içindeki veya kenarındaki bitki artıkları uzaklaştırılmalı, aşırı sulama ve aşırı azotlu gübre kullanımından kaçınılmalıdır. Aşırı azot verilmesi durumunda bazı yaprak bitleri olumlu yönde etkilemekte, gelişme sürelerini önemli derecede kısaltmakta, ergin öncesi canlılık oranını artırmakta ve fazla yumurta koymasına neden olmaktadır. Ekimden bir ay sonra yapılacak buğ
  MISIR KOÇAN KURDU (Sesamia nonagrioides., S. cretica.) Larvalar mısır bitkilerinin yapraklarında, saplarında ve koçanlarında zarar yaparlar. Bulundukları yaprak üzerinde beslenirler. Beslenme yerleri gayri muntazam delikler şeklindedir, krem renginde pislikleri görülür. Koçan devresinde süt olumundaki daneleri yerler, galeri açarlar. Çıkardıkları maddeler bakteri faaliyetini arttırarak koçan içindeki danelerin tümünün zarar görmesine sebep olurlar. Kelebeklerin ön kanatlar açık sütlü, kahverengimsi gri renkte, arka kanatlar gümüşi beyaz renktedir. Baş, gövde ve bacaklar toprak rengine yakın pembe sarı tonda tüylerle kaplıdır. Yumurtalar basık, yassı silindir şeklindedir. İlk bırakıldıklarında krem renginde olup daha sonra renk koyulaşır. Olgun larvanın üst kısmı tipik pembedir. Bu renk alta doğru donuk sarı bir renk alır. Baş koyu kahverengidir. Larvalar kışı olgun olarak sap ve koçanlar içinde geçirirler. Mücadelesi: Kültürel Önlemler: Hasat sonu saplar imha edilip tarla sürülmelidi
  🌽MISIR RASTIĞI (Ustilago maydis)🌽 Hastalık Belirtisi: 🌽Hastalık etmeni bir mantardır. 🌽Hastalık ertesi yıla bulaşık toprak ve hastalıklı bitki artıkları ile geçer ve toprakta 8 yıla kadar canlı kalabilir. 🌽3-4 yapraklı devrede mısır bitkilerinde bulaşma olur. 🌽Yaşlı bitkilerin hastalanması oldukça güçtür. 🌽Bulaşma; rüzgar, yağmur gibi mekanik yollarla veya böcek, insan ve hayvanların açtığı yaralar yoluyla olur. 🌽Hastalığın gelişmesi, çevre koşulları ve bitkinin büyüme durumu ile ilgili olup, bulaşma ve gal gelişmesi için en uygun sıcaklıklar 18-21°C’dir. 🌽Yağış hastalığın gelişmesinde önemli bir etkendir. Sulama, kurak bölgelerde hastalığın artmasına yol açar. 🌽İkincil bulaşmalar önceki yıllardan toprakta kalan dağılmış gallerdeki sporlarla olmaktadır. 🌽Mısır rastığı, bitkinin yaprak, sap, koçan, püskül ve erkek çiçekleri gibi tüm toprak üstü aksamında gal adı verilen şişkinlikler oluşturur. 🌽Özellikle genç, aktif gelişme dönemindeki bitkilerde belirtiler çok şiddetlidir
  KİMERA Mutasyon sonucu, genetik yapısı farklı olan birden fazla dokunun veya katmanın aynı bitki üzerinde bulunmasıdır. Bunun en güzel ve en yaygın örneğini alacalı renkli yaprakları olan süs bitkileri oluşturur. Kimeralar apikal meristemin histolojik tabakalardan hangisinin üzerinde oluştuğuna göre üç farklı gruba ayrılırlar; 1-Periklinal Kimeralar: Periklinal kimeralar bahçe bitkilerinde en çok bilinen en yaygın kimeralardır. Periklinal kimeralarda apikal meristemin en az bir tabakası tamamen mutasyona uğramış hücrelerden oluşur ve içerdeki mutasyona uğramamış dokuları eldiven gibi çevreler. Periklinal kimerik yapılar Bir çok dikensiz ahududu, böğürtlen ve güller periklinal kimera yapısındadır. 2-Meliklinal Kimeralar: Periklinal kimeralar gibi genellikle meristemin tek bir hücre tabakasında görülür ancak hücre tabakasının sadece bir segmentinde görülür, tamamını kapsamaz 3-Sektöriyel Kimeralar: Meristematik dokunun bütün hücre tabakalarına inen ancak bir segmentte görülen mutasyond

Masanobu Fukuoka’nın "Hiçbir Şey Yapmama Tarımı"

  Masanobu Fukuoka’nın Önerisi: Doğal Tarım ya da "Hiçbir Şey Yapmama Tarımı" Fukuoka, doğal tarım için dört temel ilke belirlemiştir: Bunlar; belleyerek ya da tarım makinelerinin kullanarak toprağın altını üstüne getirmemektir, yani toprağı sürmemek, tarım kimyasalları ve suni gübrelerini kullanmamak, bu-dama yapmamak ve yabani otlarla mücadele etmemektir. Fukuoka, bu   dört temel ilkeyi şöyle açıklamaktadır: 1.Toprağı İşlememek: Fukuoka toprağın sürülmemesini, “bitki köklerinin yayılması ve mikro organizmaların, küçük hayvanların ve yer solucanlarının aktiviteleri gibi doğal yollardan kendi kendine gerçekleşir” düşüncesinden yola çıkarak   önermektedir.   Fukuoka, toprağı   sürmeyi bozucu   bir faaliyet   olarak görür ve toprağı sürmenin beraberinde toprakta yaşayan birçok organizmanın yaşam düzenini bozarak çiftçiyi yeni sorunlarla baş başa bıraktığını ifade eder. Bunun da içinden çıkılamaz bir sorun çözerken sorun yaratma kısır döngüsü yarattığını belirtmektedir. Gü